Bu yazımızda kadınların dönemsel olarak yaşadığı ve çeşitli çözüm yolları aradıkları pelvik ağrı ve pelvik bölge üzerinde duracağız.
Pelvik Nedir?
Pelvik, kadın ve erkeklerde benzer konumda olmak üzere mesane, rahim, kalın bağırsağın son kısmının ilişkili olduğu bölgeye denmektedir. Pelvik bölgenin tabanının döşeyen kas yapısına pelvik taban denir. Bu kaslar ve bölgedeki organların bütünlüğü pelvik bölgeyi oluşturmaktadır.
Pelvik Ağrısı Neden Olur?
Pelvik bölge çeşitli organlarla ilişki halindedir. Bu nedenle farklı sebeplerle bu bölgede ağrı görülebilmektedir. Fakat genellikle kadın fizyolojisi siklik olarak pelvik bölgede ağrı yaşanmasına sebep olmaktadır. Kadınlar üreme çağına eriştiklerinde bu tür ağrıların yaşanması ön görülmektedir.
Genel olarak pelvik ağrısı nedenleri bölge ile ilişkili bir yapıyla ilgilidir. Hissedilen ağrı bölge olarak suprapubik bölgeyi ve pelvik tabanı etkilemektedir. Genel olarak hastanın hassasiyeti suprapubik bölgededir.
- Gebelik Problemleri (Abortus, Ektopik Gebelik)
- Enfeksiyon Hastalıkları
- Gastrointestinal Rahatsızlıklar
- Genitoüriner Rahatsızlıklar (Rahim Ağzı Kanseri vb.)
- Siklik Dönemler
- Sistemik Hastalıklar
- Psikososyal
- Endometriozis
Akut Pelvik Ağrı
Ani veya haftalar içerisinde gelişen, 6 aydan kısa süreli ağrılardır. Kadınlarda gebelik ile ilgili komplikasyonlar ilk aşamada sorgulanmalıdır. Erkek cinsiyette ise sorgulanması gereken akut enfeksiyonlar, gastrointestinal patolojiler, genitoüriner rahatsızlıklardır. Apandisit ise her iki cinsiyet için akılda tutulması gerekilen acil bir durumdur.
Kadınlar üreme çağına eriştiklerinde düzenli olarak menstrüasyon (adet) görmektedirler. Menstrüasyon, kadın cinsel siklusunun sınır dönemidir. Bir periyot boyunca olgunlaştırılan yumurta ovulasyon gününde tuba uterina isimli yumurta kanalına atılmıştır. Bu kanal üzerinde yol alan yumurta eğer uygun cinsel birliktelik yaşanmamışsa fertilizasyon gerçekleşmemekte ve yumurta adet ile atılmaktadır. Ayrıca rahim iç duvarında meydana gelen kalınlaşma da bu süreçte adet ile atılmaktadır. Bu durumda meydana gelen adet ağrısı Mittelschmerz olarak adlandırılmaktadır ve pelvik bölgeyi etkilemektedir.
Bir diğer ağrı nedeni ise yine kadın cinsel siklusu ilişkilidir. Dismenore (ağrılı adet görme) olarak adlandırılan durum normal ovulasyon ağrısına (Mittelschmerz) göre çok daha şiddetlidir. Altta yatan hastalıkla ilişkili veya menstrüasyona bağlı hormonal dengesizlik nedeniyle olmaktadır.
Kronik Pelvik Ağrı
Kadınlarda 6 aydan uzun görülen, adet ilişkisi olmayan ve fonksiyonel olarak kayıpların gerçekleştiği ağrılardır. Genellikle pelvik bölge ile beraber aynı zamanda karın alt bölgesini de tutmaktadır. Bu ağrıların kaynağı ise genel olarak jinekolojik rahatsızlıklardır. Özellikle endometriozis, pelvik adezyonlar, salpingoooforit, over tümörleri, pelvik relaksasyon gibi jinekolojik rahatsızlıklar da bu ağrı beklenmektedir.
Gastrointestinal patolojiler de kronikleşen bir ağrıya sebep olmaktadır. Özelikle bu grupta ele alınması gerekilen hastalıklar; irritabl bağırsak sendromu, crohn hastalığı, ülseratif kolit, divertikülit, kanser, enfeksiyonlar olarak bilinmektedir. Diğer nedenler olarak ise genitoüriner hastalıklar (sistit, sistoüretrit vb.), nörolojik, sistemik hastalıklar araştırılmaktadır.
Pelvik Ağrıya Ne İyi Gelir?
Özellikle kadınlar bu sorunun cevabını merak etmektedirler. Çeşitli tedavi yöntemleri hem hastalar tarafından hem de doktorlar tarafından uygulanmaktadır. Tedavide amaçlanan genel olarak ağrıya sebep olan durumun seyrini değiştirmektir. Çünkü mevcut durum genel olarak fizyolojiktir. Ancak diğer nedenler sebebiyle yaşanan ağrılar farmakolojik veya cerrahi tedaviler ile ortadan kaldırılmaktadır.
Ağrı hisseden kişilerin ilk olarak akıllarına gelen suprapubik bölgeye sıcak su uygulamaktır. Bu uygulama çoğu kadın tarafından bilinmekte ve tercih edilmektedir. Ancak bir diğer uygulama ise non-steroid antiinflamatuar (NSAID) ilaç grubu yani ağrı kesici olarak bilinen ilaçlardır. Genç yaşta hissedilen adölesan dönemdeki ağrılarda NSAID kullanımı tercih edilmesi önerilen bir yöntemdir.
Kadınlarda ağrının azalması mevcut durumları da ilişkilidir. Egzersiz yapılması, evlilik, düzenli cinsel hayat, doğum yapmış olmak gibi çevresel etkiler kadınlarda bu ağrının görülmesinin önüne geçmektedir. Ayrıca doğum kontrol amacıyla kombine oral kontraseptif kullanmakta yine ağrı oluşmasına karşı koruyuculuk sağlamaktadır.
Tedavilere yanıt alınmaması durumunda ise cerrahi çözümler tercih edilebilmektedir. Uygulanan cerrahi girişimler; presakral nörektomi, uterosakral sinir ablazyonu (LUNA) operasyonu ve histerektomi’dir.